Manisadan sabah 06:00'da çıktık yola,İzmire pedalladık Engin ile.Hava karanlıktı o saatlerde ve gece yolculuğu yapıyormuşuz gibi bir hava vardı.1 saat sürmedi hava aydınlandı.Ozan ile İzmir'de saat 09:00'da buluşçaktık ve tam saatinde buluşma noktasındaydık.İzmir trafiği acayip kalabalıktı,bütün insanlarda bir telaş bir koşuşturmaca!
Ozan ile buluşma yerinden kahvaltı yapmak için Simit Dünyası'na pedalladık.
Engin yol gelmemize rağmen hala acıkmamıştı.Biz Ozan ile kahvaltımızı yapıp enerjimizi depoladık.
Başladık pedal basmaya ve sadece rampa çıkıyoruz.Rampaları pedallarken sadece inişin nasıl güzel olcagını düşünerek teselli ediyorum kendimi.Her pedal başımız bize huzur veriyor,biraz daha uzaklaşıyoruz şehrin gürültüsünden ve kötü havasından.İzmir ayaklarımızın altında ve deniz daha bir güzel yukardan bakınca.Trazlı'ya yaklaşırken birer çayı hakettiğimizi düşünüyoruz ve köye vardıgımızda sıcacık çaylarımızı yudumluyor oldugumuzu yazmak isterdim fakat köyde kimseler yok,adeta terk edilmiş.
Kavacık köyüne doğru yola devam ediyoruz.Köye vardıgımızda minik bir meydanda bulunan sıra sıra kahvelerden birinde oturup çaylarımızı yudumluyoruz ve sucuk ekmeklerimizi yiyoruz.1 saat kadar oturup yola devam ediyoruz ve 1 km sonra kendimizi kayaların ortasından geçen bir yolda buluyoruz.İnanılmaz güzel yerler ve kamp yapası geliyor insanın orlarda.
İnişli çıkışlı yollarda giderken bazen terliyoruz bazende üşüyoruz ama herşeye rağmen pedal pasmayı seviyoruz.17. yüzyılda kurulan Payamlı köyüne varıyoruz.Saat ise 16:10
birkaç güzel manzara çekelim derken 2 abimiz geliyor.Ufaktan başlıyoruz sohbete,
-Nerden geliyorsunuz?
-Manisa'dan
-Kaç günde geldiniz?
-Yüzümüzde gülümseme ile sabah çıktık diyoruz
-Biz izmire motor ile gitmeye üşeniyoruz,helal olsun size...
Sohbet devam ederken bize yemek için ısrarlar geliyor.Tokuz diyoruz ama teklif ediyorlar ısrarla.Tam o sırada bir teyzemiz elinde aşure tabağı ile geliyor.Hemen kaşıkları kapıyoruz başlıyoruz enerji depolamaya.Aşure bitmeden elmalar geliyor.Bir amca ise arabasında giysi satıyor;fakat öyle keyfine düşkün ki bunu fotografı görünce anlarsınız.
40 dakika sonra yola devam ediyoruz hava kararmaya başlıyor bu arada...Yolumuz sadece iniş ve artık fotograf çekmek için duramıyoruz.Güzelbahçe'ye indiğimizde başlıyoruz pedal çevirmeye tekrardan ve 30km hız ile Konak Pier önüne kadar soluksuz gidiyoruz
saat 18:20de günü bitiriyoruz...
(Fotolar ve yazı için Uğur'a teşekkürler)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
rica ederim nedemek:)
asıl ben teşekkür ederim bu güzel rotayı çıkartıp bizim güzel yerler görmemizi sağladın;)
Yorum Gönder