12 Şubat 2009 Perşembe

Mordoğan-Karaburun-Çeşme Turu 2.Gün (07.02.09)

6-7-8-9 Şubat 2009 Mordoğan-Karaburun-Çeşme Turu

2.Gün: 7 Şubat 2009 Cumartesi


Rota: Mordoğan-Karaburun-Ildır

Mesafe: 84.97 km

Bisiklet üzerinde geçen zaman: 6.42.07 saat

Ortalama hız: 12.67 km/saat

Maksimum hız: 61.15 km/saat





Güzel bir uykunun ardından kalkma vakti geliyor.Bugün bizim için çok zorlu olacak.Hava fırtınalı ve yolumuz hep inişli çıkışlı.Dolayısıyla erken kalkıyor ve bir an önce hazırlanmaya başlıyoruz.









ve yola çıkıyoruz.Mordoğan'ı sabahın erken saatlerinde arkamızda bırakıp Karaburun'a doğru pedallıyoruz.







Yolumuz ne kadar zorlu olsa da doğanın bize sunduğu güzel manzaralar uykumuzun açılmasını ve pedallara daha güçlü basmamızı sağlıyor.











Karaburun'un sıcak insanlarından Mehmet amca eşeğinin tepesinde yanında kuzusuyla yollarda



Bu arada Kayhan abi de kopan kadro kulağı ve zincirini tamir ettirmek üzere İzmir'e dönüyor.



Bizim daha bundan haberimiz yok tabii.Bu güzel yeşillikler arasında Kayhan abi ve ona yardımcı olan Ali abi ve Mehmet abiyi bekliyoruz.









İlk gelen Serpil abla oluyor.Ramazan abi bulduğu kiviyi ikram ediyor bize.Doğanın içinde doğanın ikramlarını bir güzel indiriyoruz miğdemize



Ali abiler de kivinin kokusunu aldı sanırım.Hemen yanımızda bitiveriyorlar



Burada trafik baya yoğun









ve Karaburun'dayız





Kahvaltı zamanı.Peynir,ekmek,pekmez,zeytin ne ararsanız var









Güzergahımıza göz gezdiriyoruz.



Taksici abilerimiz de yol konusunda bize yardımcı oluyorlar sağolsunlar



ve zorlu tırmanış başladı.Kısa mesafede 550 600 m rakıma çıkıyoruz;fakat manzara müthiş.





























Biz bu güzel manzaraları yaşarken Kayhan abi bisikletiyle cebelleşiyor



Neyse biz güzel manzaralı yolumuza devam edelim







Kısa bir muz arası





Ormanın derinliklerine dalıyoruz.



Kayhan abi de bisikletini tamir ettirmiş,dönüş yolunda.





Yollar uzayıp gidiyor önümüzde.



Önümüze gelen ilk yerleşim yeri Yaylaköy.Kimsecikler yok.





Kayhan abi Ildır'a doğru yola çıkıyor.Akşam onunla orda buluşacağız.



ve sonunda tekrar denize kavuşuyoruz.Küçükbahçe sırtlarına geliyoruz.Yolun bundan sonraki kısmı,bundan önceki kısmından kolay olacak sanıyorum;fakat asıl zorluk şimdi başlıyor.







Bir yandan şiddetli rüzgar,bir yandan sürekli yükselip alçalan yol bizi iyice yıpratıyor.Yokuş aşağı 15 km hızla inmek ve hemen ardından yokuşun tekrar başlaması çok zorlayıcı Üstelik mola vereceğimiz tek bir yerleşim yeri yok.







Koşullar bizi iyice yıpratıyor.Ayrıca acıktık.Duracak bir yer de yok.Yamaçta ilerlediğimizden mola verecek uygun bir yer de bulamıyoruz.Şiddetli rüzgar yüzünden durduğumuz anda üşümeye başlıyor,hatta ayakta bile zor duruyoruz.



Tam da iyice tükendiğimiz anda Jandarma geliyor arkamızdan.Durduruyor ve etrafta yerleşim yeri olup olmadığını soruyoruz.Onlar da bize yokuşun aşağısında siteler olduğunu söylüyorlar.İnanamıyoruz.Sevinçten hava uçacağız sanki.Hemen pedallara asılıyor ve hızlıca yokuşu çıkıyoruz ve o güzel manzara karşılıyor bizi.Siteler karşımızda.



Bakkalı bulup hemen yerleşiyoruz masaya.



Karnımızı bir güzel doyuruyoruz.



İzmir Bisiklet Derneği bayramda yapmıştı bu geziyi.Katılanlardan bir kaç kişiyle konuşmuştum ve bana Karaburun-Ildır arasının çok zorlu olduğunu söylemişlerdi.Ayrıca Süleyman Şatır abimizin Ildır'dan Karaburun'a gelirken yerleşim yeri olmadığından,susuz kaldığından,yokuşlardan ne kadar dert yandığını da okumuştum.Gerçekten de öyleymiş.Birebir yaşayarak tecrübe ettik biz de

Bu sıralarda Kayhan abi Ildır'a varıyor.













Biz de karnımızı doyurup,kendimize geldikten sonra tekrar yola koyuluyoruz.Geldiğimiz yol o kadar uzun geldiki bize;fakat daha önümüzde pedallanacak çetin bir yol var





Derken dış lastiğim yarılıyor Bir bu eksikti,bu da oldu.Zamanla yarışırken bu aksilik iyice canımı sıkıyor





Burada çok vakit kaybediyoruz.Hava yavaş yavaş kararmaya başlıyor.Yol hala bir yükseliyor,bir alçalıyor.Önümüzde yaklaşık 15 20 km var;fakat şiddetli rüzgar ve yolun eğiminden dolayı çok yavaş ilerleyebiliyoruz.Sanki yol hiç bitmeyecek ve biz sabaha kadar böyle inip çıkacağız gibi geliyor.En sonunda Balıklıova-Ildır kavşağına geliyoruz ve Kayhan abi bizi orda karşılıyor.Kayhan abinin bizi karşılaması bize ekstra bir motive ve enerji sağlıyor.Hava iyice kararıyor.Önümüzde 10 km var.Kayhan abi gelmese eğer,bu koşullarda daha ne kadar yolumuz kaldığını ve yolun durumunun ne olduğunu bilmeden pedallamak çok zor olacaktı bizim için.Farlarımızı yakıp kalan son gücümüzle basıyoruz pedallarımıza ve en nihayetinde Ildır'a varıyoruz.

Tüm bu yorgunluğun üstüne sıcak bir çay gibisi yok


Tabii köfteleri de unutmamak lazım



Lastiğimin yarılması üzerine dönüşü bununla yapmaya karar veriyorum



Ne kadar zorlu bir gün olsa da,güzel ortamımız sayesinde tüm zorlukları eğlenceye dönüştürmesini biliyoruz






Hiç yorum yok: