31 Ocak 2010 Pazar

Poyraza Karşı...İzmir-M.Kemalpaşa (Bursa) {1.Gün}

Selamlar bisiklet dostları.Sizleri 14 Ağustos Cuma günü İzmir'den başlayıp ertesi gün M.Kemalpaşa'da tamamladığım turumdan fotoğraflarla selamlıyorum Bu tur,22 Ağustos Cumartesi günü başlayacak olan İzmir-Hatay turumuzun antremanı idi,diğer bir amacım akraba ziyaretinde bulunmaktı;ama tur boyunca karşıdan esen aşırı rüzgar (hatta fırtına desem daha doğru olur) yüzünden yıpratıcı bir tur oldu.

1.Gün: 14 Ağustos 2009 Cuma

Rota: İzmir-Manisa-Akhisar-Gelenbe

Mesafe: 119.04 km

Bisiklet üzerinde geçen zaman: 7.07.13 saat

Ortalama hız: 16.71 km/saat

Maksimum hız: 61.15 km/saat

Max.Rakım: 580 m

Toplam Tırmanış: 1024 m





Cuma günü sabah 8'de yola çıkıyorum.Ege Üniversitesi'nde kahvaltımı yaptıktan sonra Bornova'da beni 580 m rakımlı Sabuncubeli Geçidi'ne çıkaracak olan tatlı bir yokuş bekliyor.Müziğimi de açıp tek başıma başlıyorum tırmanmaya.Bir yandan kendi kendime özgürce bağıra çağıra şarkılar söylüyorum,bir yandan da beni selamlayanları selamlıyorum



Güzel güzel tırmandıktan sonra nihayet zirveye varıyorum.





Yol çalışmaları nedeniyle iniş biraz tehlikeli oluyor.Yol gidiş yönünde tek şerit ve çok dar.Emniyet şeridi yok gibi.İniş olduğu için de araçlar çok hızlı gidiyorlar.Ben ise olabildiğince sağdan gitmeye çalışıyorum.Kamyonların ve otobüslerin sıkıştırmaları bir süre sürüyor,sonunda yol çalışması bitince rahata eriyor ve Manisa'ya kadar geniş bir yolda hızla iniyorum.



Manisa'dan sonra geceyi geçireceğim Gelenbeye kadar 80-90 kmlik düz gibi gözüken ama aslında sinsi bir çıkış bekliyor beni.Yol da pek manzaralı sayılmaz.Müzik de olmasa tek başına hiç çekilmez bu yollar

Akhisar'a varıyorum...



Akhisar düz bir yerleşim olduğundan sanırım bisiklet sayısı çok fazla.Kahvelerin önleri bisiklet kaynıyor.Ne güzel



Akhisar'ı geçtikten sonra yol boyunca kavunculara rastlıyorum.Kimi kavunun yanısıra çömlek vs satıyor,kimi de zeytinyağı,pekmez gibi şeyler.Gözüm de onlara kaymıyor değil hani...



Acaba biri bana kavun ikram eder mi derken,bir tezgahtan çağırma sesleri geliyor.Hemen duruyorum tabii Masada gözüken yenmiş tüm dilimler benim eserim



Bana bu güzel kavunu ikram eden değerli abilerimin resmini çekiyorum.Bu resmi bisikletforuma koyacağım dediğimde kavunları da çek,bakarım forumda diyor sağdaki abi



Kavunları bir güzel mideme indirip tırmanışa geçiyorum.Pek uzun sürmeyen ve dik olmayan bir yokuşla,yokuşun bitişindeki bir tesise varıyorum."Yorulmuşsundur sen,gel bir çay iç" diyorlar.Pek yorulmadım;ama çayı da es geçmem yani



Tesisin manzarası müthiş...



Yol bundan sonra az bir eğimle ilerliyor.Konaklayacağım yere az kalması ve saatin daha erken olması nedeniyle yavaş yavaş ilerliyorum.Yine bağıra çağıra şarkılar söylüyorum özgürce...

Biraz da su molası veriyorum.Bu sırada yandaki tezgahtan 2 tane incir ikram ediliyor.Bir güzel yiyorum onları da



Teyzem salça yapmakla meşgul.Kokusu her yanımı sardı.Ekmek olsa direk dalacaktım o leğene,ekmeği bandıra bandıra yiyecektim...



ve nihayet geceyi geçireceğim yere varıyorum.Kalacağım yer: Gelenbe'ye 6 km kala yolun sol tarafında yer alan Ramazan'ın Yeri.İzmir-İstanbul yolunu ailecek sürekli gider geliriz ve Ramazan abimize uğramadan devam etmeyiz yola.Bir çok meyvenin ve sebzenin yetiştiği harika bir bahçesi ve bunları sergilediği büyük bir sergisi var.Kavunları ise ayrı bir meşhur.Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın





Ramazan abi sağolsun karnımı öyle bir doyuruyor ki.Gözlemeler,kavunlar,erikler...Say say bitmez Bir de tatlı dili yok mu...Saatlerce konuşuyoruz kendisiyle.Sohbetinin tadına doyum olmuyor

Göz kapaklarım kapanmaya başlayınca çadırımı kuruyorum.Güzel bir uyku çekiyorum...

Hiç yorum yok: