28 Nisan 2009 Salı

Tarih-Kültür-Doğa ve Deniz (İzmir-Bodrum) Turu {1.Gün}

18-21 Nisan Tarih-Kültür-Doğa ve Deniz (İzmir-Bodrum) Turu

1.Gün: 18 Nisan 2009 Cumartesi

Rota: İzmir-Menderes-Kolophon-Claros-Ahmetbeyli-Kuşadası

Mesafe: 90.79 km

Bisiklet üzerinde geçen zaman: 4.58.16 saat

Ortalama hız: 18.26 km/saat

Maksimum hız: 55.98 km/saat



Katılımcılar

Hüseyin Gümüş (İlk gün)



Evrim Yiğit (İlk gün)



Aytaç Aksoy



Semih Çelikoğlu



Yamin Kutlu



Emre Çatak



ve bendeniz Ozan Yılmaz



Haftalardır düşlerini kurduğum ve ardından büyük bir hevesle günlerce planladığım gezinin nihayet başlangıç günü geldi ve çattı.Son akşam büyük bir şevkle heybemi,çadırımı,matımı,uyku tulumumu hazırlıyorum.



Son gece heyecandan bir türlü uyku tutmuyor.Nihayet biraz olsun kestirebiliyorum ve her zaman saatin alarmı çalmadan uyanamayan ben,alarmı kurduğum saatten 1 saat erken kalkıyorum.Kendimi yollara atmak için hızlıca hazırlanıyorum.Buluşma saatine daha 1 saat olmasına rağmen çıkıyorum yola.Evden ayrılışım,pedallara ilk basışım,arkamda heybem,çadırım ve tulumumla yollara düşüşüm...Bu hissi anlatamam

Hava sanki daha bir güzel bugün.Konak'a gitmek üzere sahile iniyorum.Yukarıda masmavi gökyüzü,solumda sabah balıkçılarının olta salladığı masmavi İzmir Körfezi...

Nihayet Konak İskelesi'ne varıyorum.İskele girişindeki cafede kahvaltımı yapıyorum.Biraz sonra da Semih abi geliyor.O da benim gibi erkenci Buluşma saatine yaklaşık yarım saat var daha

Kahvaltıya beraber devam ediyoruz ve Evrim abiyi beklemeye başlıyoruz.Sohbet,muhabbet derken saat 10u geçiyor;fakat Evrim abi ortalarda yok Arıyorum,ulaşamıyorum Bir kaç dakika sonra arıyor beni ve telaşlı bir sesle uyuyakaldığını söylüyor Hatay'da oturduğu için yolumuzun üzeri olan Üçyol'da buluşmaya karar veriyoruz.Semih abiyle birlikte Varyant'tan Üçyol'a pedallıyoruz.



Üçyol'da biraz bekledikten sonra Evrim abi geliyor.Ayaküstü 2 dakikada kahvaltısını yapıyor



ve 3ümüz,ekibin geri kalanıyla buluşmak üzere Üçyol'dan Gaziemir'e pedallıyoruz.



Yeşillik Caddesi'nin yoğun trafiğinden sıyrılıp 2.buluşma noktamız olan Gaziemir Migros'a varıyoruz.



Uzun zamandır bekleyenlerden Hüseyin abi "Nerdesiniz oğlum ya" der gibi



Son hazırlıkları da tamamlayıp hep beraber düşüyoruz yollara...





Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik





İzmir'in en büyük su kaynağı: Tahtalı Barajı





Claros'a doğru giderken "Antik Kent (Kolophon)" tabelasıyla karşılaşıyoruz.Anayoldan sağa sapıyoruz.





Değirmendere köyünün yemyeşil tarlaları veee....





inekleri karşılıyor bizi







Tabii bir garip insanı da unutmamak lazım (sağ alt köşede) Onu anlatmak çok zor







Peşimizi bir türlü bırakmıyor.Şimdi de sol üst köşede Garip,çok garip biri



Sonunda biz ayrıldık ordan Köy yollarından ilerliyoruz.


Geldi bahar ayları,turlamanın tam zamanı Çiçekler açmış,böcekler ötüyor,kırlarda bisikletliler pedal pedal geziyor





Antik Kent (Kolophon)'i arıyoruz;fakat bulamıyoruz



Aslında o bölgeymiş;fakat bizim aradığımız anlamda bir kent yok ortada Uludağ sözlük de beni doğruladı: "o kalıntıların hiçbiri şimdi görülmez. belki surlar biraz."

http://www.uludagsozluk.com/k/kolophon/

Ayrıca Kolophon hakkında bilgiye:

http://www.izmir.gen.tr/izmirwiki/Wi.../Kolophon.aspx

http://www.kenthaber.com/ege/izmir/m...irmendere.aspx

adreslerinden ulaşabilirsiniz.

Birkaç kalıntının resmine ise:

http://www.didimli.com/galeri/kolophon.htm

adresinden ulaşabilirsiniz.



Tekrar,yemyeşil doğadaki köy yolumuza geri dönüyoruz.







Köyler içinden geçip Kuşadası yoluna giriyoruz.







Yol üzerindeki 2. antik kent: Claros

Claros hakkında bilgiye:

http://www.izmir.gen.tr/izmirwiki/Wi...ri/Klaros.aspx

http://www.kenthaber.com/ege/izmir/m...os-klaros.aspx

adreslerinden ulaşabilirsiniz.























































Claros'taki bilgi tabelası.Daha büyük boyutta görebilmeniz için thumbnail şeklinde yükledim.Bundan sonraki antik kentlerdeki bilgi tabelalarını da bu şekilde yükleyeceğim.İlgilenenlere



2 antik kenti arkamızda bırakıp tekrar Kuşadası yoluna düşüyoruz









Ahmetbeyli çıkışındaki tatlı rampalar




Bu sırada yanımızdan bir bisikletçi geçiyor.Selamlaşıyoruz



Deniz,deniz,deniz...







Her çıkışın bir inişi vardır























Maket Köy





Öndeki çocuk maket değil yalnız



Son 15 km bitmek bilmiyor.Öğlen yemek yemedik.Sabah kahvaltısı ve abur cuburla idare ediyoruz;fakat gitgide gücümüz tükenmeye başlıyor



Tam bu sırada benzinlik imdadımıza yetişiyor



Amcam benzin almaya gelmiş



O da ne Resime dikkatle bakın



Kısa bir yiyecek faslından sonra yine yollardayız...



Pamucak

















Az kaldı az.Ha gayret







veee nihayet Kuşadası...



derken,yokuş sanki "Fazla sevinmeyin ben buradayım!" der gibi sırıtıyor bize Kalan son gücümüzle yokuşu çıkıyor ve Kuşadası sahiline doğru inişe geçiyoruz.



Kamp alanımız hemen sahil yolunun kenarında



İlk olarak çadırlarımızı kuruyoruz...











Sonra duşumuzu alıp,üstümüzü değiştirip kurt gibi aç olan karınlarımızı doyurmak üzere çarşıya gidiyoruz.











Karnımız doyunca yüzümüz ayrı bir gülüyor tabii



Gezmeye devam























ve Emre'nin yazısıyla...

Kuşadası çıkarmasını yaptıktan sonra,sıra karargahımıza dönmeye geliyor.Bu savaşta tüm cephanemizi kullanıyoruz.Şimdi kaybettiğimiz cephanenin fazlasını kazanmaktı sıradaki.Mehmet Sokullu'nun sözü geldi birden aklıma.Preveze seniz savaşından sonra Haçlı Donanması komutanına dediği.Güç birlikten doğduğuna göre,hep birlikte bakkala.Nevalileri aldık mı,matları serdik mi altımıza?birde sohbet başladı mı?Üstümüzde yıldızlar,ağaçlar korunağımız,bisikletlerimizde siperlerimiz oluyor.Yorgunluk bedene vurduğundan,ruhumuzda yorgun tabi.Biraz yudumlayınca bu dinginliğe döndü ve kelimeler zor çıkar oldu ağızlardan.Çadırlar hazır,güvenlik sorunu yok,hava güzel...Bütün bu güzellikleri sonuna kadar kullanıyoruz.Ruh yavaş yavaş pes etmeye başlıyor ve o malum söz çıkıyor ağızlardan:'Haydi yatalım'.İşte bir çirkinlik güzellikler arasında.Güzellikler sürsün istiyorsun ama bitiyor.Olsun,rüyalarda yaşarız bizde,yaşananları gözlerimiz kapalı süzeriz.Sonunda bu gezide bitmicek mi?Alıştırıyoz işte kendimizi bee aga!


Hiç yorum yok: